26 Mart 2010 Cuma

4. TARAFLI YORUMLARA MALZEME OLAN PROTARCHÆOPTERYX ROBUSTA VE CAUDIPTERYX ZOUI


1996 yaz aylarında Yixian Formasyonu'nda çalışan çiftçiler hindi büyüklüğünde üç ayrı fosil buldular, bunlar gerçek kuş tüylerine delil olabilecek şekilde iyi korunmuştu. Ji Qiang ve çalışma arkadaşı Ji Shu-An başlangıçta bu fosillerin tek bir türe ait olduğu sonucuna vardılar ve Archæopteryx'e şaşırtıcı bir benzerlik gösterdiğini gördüler. Bu canlıyaProtArchæopteryx robusta ismini verdiler. 1997 sonbaharında Philip Currie, çalışmaları sırasında bu fosillerin iki farklı türe ait olduğu ve ikisinin de Archæopteryx'e benzemedikleri sonucuna vardı. İkinci türe de Caudipteryx Zoui adı verildi.188

ProtArchæopteryx robusta ve Caudipteryx Zoui fosillerinin keşifleri, kuşların theropod dinozorlardan evrimleştiğinin delili olarak gösterildi.189 Bu fosiller popüler basında sözde kuşların atası olarak kesin ifadelerle yer aldı. Hatta bir yorumcu, dinozor-kuş bağlantısı hakkında "şimdi artık kaya kadar sağlam" diye yazdı.190 Ancak ortada böyle bir kesinlik olmadığı gibi, yine evrimcilerin taraflı yorumları söz konusuydu.


Caudipteryx zoui (sağda), Protarchæopteryx robusta (solda)
Protarchæopteryx robusta ve Caudipteryx zoui fosilleri bir dinozora ait değildir. Bu fosiller soyu tükenmiş, uçucu olmayan kuşlardır. Bu canlıların dinozor olarak gösterilmek istenmesi, evrimcilerin delil üretme çabalarından bir tanesidir.
Evrimcilerin iddialarına göre, "Caudipteryx ve ProtArchæopteryxvücutlarının çoğu tüylerle kaplı küçük dinozorlardı, fakat aynı zamanda kollarında ve kuyruklarında günümüz kuşları gibi dizilmiş daha uzun ve kompleks yapıda tüyler bulunuyordu". Gerçekten de ProtArchæopteryxve Caudipteryx üzerindeki kuş tüyleri, günümüz kuşlarındaki tüylerle aynı kompleks yapıdadır. Ancak bu canlıların günümüz kuşlarına benzer bir tüy dizilimleri olması şaşırtıcı değildir; çünkü onlardaki tüyler, günümüzde uçucu olmayan kuşlarda gözlenen simetrik biçimli tüylerdir.191 Dolayısıyla söz konusu canlılar da dinozor değil, uçma özelliği olmayan kuşlardır. Nitekim Larry Martin ve Alan Feduccia da dino-kuş dogmasını ciddi bir şekilde eleştirerek, bu fosillerin günümüzdeki devekuşları gibi uçucu olmayan kuş türleri olduklarını ifade etmişlerdir.192

Sözde dino-kuş teorisinin savunucularının bu gerçeği kabul etmek istememelerinin sebebi, onları dinozor olarak sınıflandırmak istemeleridir. Ancak bu fosil, hiçbir koşulda evrimcilerin iddialarına bir destek sağlamaz. Hatta söz konusu fosil, evrimcilerin sözde ata-torun ilişkilerinde yeni bir çelişkili durum oluşturmaktadır.
Evrimci senaryoya göre, bu dinozorlarda günümüz kuşlarında olduğu gibi, bileklerini kıvırmalarına imkan veren özel bir kemik vardı. Bu özellik yine evrimci iddiaya göre, onların ellerini geniş bir yelpaze şeklinde hareket ettirmelerini, uzun kolları ve kavrayıcı parmaklarıyla, kaçan avlarını yakalamalarını sağlıyordu. Sözde bu güçlü çırpma hareketi, günümüzdeki kuşların uçuş için kullandıkları kanat darbelerinin önemli bir parçasını oluşturuyordu. Ancak bu yorumlar bilimsel açıdan tutarlı değildir; çünkü uçuş sadece kanat çırpmaktan ibaret değildir, çok daha kompleks bir harekettir. Bu konu ile ilgili problemlerden bir kısmı şöyledir:
İleriye doğru bir çırpma hareketi, kuşu reaksiyon olarak geriye doğru itme etkisi oluşturur. Uçuş amaçlı kanat çırpmasında ise başlıca uçuş tüyleri öyle bir açıya göre dizilmişlerdir ki, havayı geriye iterken kuşu ileri doğru iterler. Kanatlar uçaklarda olduğu gibi aerofoil (özel aerodinamik yapı) şekle sahiptir, bu nedenle ileriye doğru hareket, havanın üst yüzeyden aşağıya doğru daha hızlı akmasına neden olur. Bu durum, Bernoulli prensibine göre üst yüzeydeki basıncı düşürür ve kalkışı sağlar. Bu, kalkışı sağlayan ana etkendir, fakat yine de aşağıya doğru itilen havaya tepkime olarak üretilen bir kalkış da söz konusudur (Newton'un Üçüncü Kuralı).193

Bilim dünyası bir yandan evrim teorisinin dino-kuş iddialarını yalanlarken, bir yandan da canlıların kusursuz şekilde yaratılmış olduklarını tasdik etmektedir. Bilimle bu kadar iç içe yaşamalarına rağmen, gerçekleri çarpıtan evrimci bilim adamlarının bu anlayışı, söz konusu teoriye körü körüne bağlı olduklarını açıkça göstermektedir.
Ayrıca avını yakalamak için çırpma hareketi yaptığı varsayılan kanatların yaratılmış , uçmak için tasarlanmış bir kanattan çok farklı olmalıdır. Tüylü bir kanat, avını yakalamak için kanat çırpan bir kuş için hiçbir şekilde avantajlı değildir. Çünkü geniş yüzeyli ve tüylü bir kanat, hava direncini artıracak ve varsayılan kanat hareketini zorlaştıracaktır. Eğer evrimcilerin iddia ettiği gibi, kuş avlanmak için kanatlarını çırpıyor olsaydı, kanatların tasarımı havayı geriye doğru iterek, kuşun ileri doğru hareketini sağlayacak şekilde olmalıydı. Bu nedenle kuşun kanatlarının havayı kolaylıkla geçiren örneğin delikli bir yüzeye sahip olması daha avantajlı olacaktı. Dolayısıyla evrimcilerin getirdikleri açıklamalar, kendi iddiaları ile çelişen mantıksızlıklarla doludur.
Tüylerinin yanı sıra Caudipteryx, kuş olduğunu gösteren bir dizi başka özelliğe sahiptir. Bunlardan biri Caudipteryx'in otobur olmasıdır. Caudipteryx ilk ortaya çıktığında theropod olarak öne sürüldüğü için "etobur" olduğu düşünülüyordu.194 Ancak Caudipteryx'in alt kafası ve alt çene kemiğinde dişleri yoktu; aynı zamanda bu canlıya ait her iki fosil örneğinde, büyük ölçüde bitki içeriklerini öğütmek için taşlık bulunuyordu.195 Otoburluk özelliği ve taşlık gibi organlar sadece kuşlarda bulunmaktadır ve theropod familyasına ait hiçbir türde görülmemektedir.196

Bu nedenle ProtArchæopteryx ile Caudipteryx birer dinozor değil, soyu tükenmiş kuşlardır. Bu canlılara dinozor denilmesinin nedeni evrimcilerin onların böyle olmasını istemeleridir.

192. Alan Feduccia, "1,2,3 = 2,3,4: Accommodating the cladogram", Proceedings of National Academy of Sciences, cilt 96, no. 9, 27 Nisan 1999, s. 4740-4742.
193. http://www.answersingenesis.org/
docs2002/1126dinosaur.asp; [David Anderson, Scott Eberhardt, "A Physical Description of Flight"; http://www.aa.washington.edu/faculty/eberhardt/lift.htm]
194. David E. Fastovsky, David B. Weishampel, The Evolution and Extinction of the Dinosaurs, Cambridge University Press, Cambridge, 1996, s. 261, 284-287.
195. Ji Qiang, Philip J. Currie, Mark A. Norell, Ji Shu-An, "Two feathered dinosaurs from northeastern China", Nature, cilt 393, 1998, s. 759; David E. Fastovsky, David B. Weishampel, The Evolution and Extinction of the Dinosaurs, Cambridge University Press, Cambridge, 1996, s. 435; Alan Feduccia, The Origin and Evolution of Birds, Yale University Press, New Haven, CT, 1996, s. 5, 281-282.
196. David E. Fastovsky, David B. Weishampel, The Evolution and Extinction of the Dinosaurs, Cambridge University Press, Cambridge, 1996, s. 125, 182, 254-255.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder