26 Mart 2010 Cuma

UÇUCU OLMAYAN KUŞLAR, KUSURSUZ BİR YARATILIŞA SAHİP MÜKEMMEL CANLILARDIR


Tüm kuş türleri uçucu değildir. Deve kuşu, evcil tavuk veya penguen gibi, kuşlar sınıflamasına dahil edilen ancak uçucu olmayan birçok canlı vardır. Uçucu olmayan kuşlarla, uçan kuşların anatomileri arasında çeşitli farklılıklar görülür. Söz konusu kuşlar, uçuşu mümkün kılan kompleks anatomi yapısının bir veya birden çok elemanından yoksundur. Bunların en önemlileri, tüylerin asimetrisi, göğüs kemiğindeki omurga ve uçuş kaslarıdır.

Uçan kuşlardaki tüy yapısı, onlara aerodinamik bir avantaj sağlayacak şekilde asimetriktir. Buna göre tüyün sapının sağındaki ve solundaki tüycüklerin miktarı farklıdır. Bu farklılık, bir uçağın kanadında alt ve üst yüzeyler arasındaki farklılıkla aynı etkiyi yapar. Tıpkı uçak kanadında üst yüzeyin daha kıvrımlı olması sayesinde kaldırma kuvvetinin oluşması gibi, tüyün bir tarafında daha fazla tüycük olması sayesinde kaldırma kuvveti oluşur ve böylece kuş havada kalır. Uçucu olmayan kuşlarda ise tüyler asimetrik değil, simetriktir; bu yapısal özellik uçamamalarının en temel nedenlerinden birini oluşturur.

Tüy asimetrisinin yanı sıra, uçuş kaslarının göğüse tutunmasını sağlayan omurga da kuş uçuşunda önemli rol oynar. Bir evcil tavuğun iskeletini düşünecek olursak, bu omurga tavuğun göğüs kemiğinin (sternum) ortasında bir hat şeklinde uzanan yükseltidir. Uçucu olmayan kuşların birçoğunda bu omurga bulunduğu halde; ratitae kategorisine dahil edilen kiwi, emu ve deve kuşu gibi türlerin göğüs kemikleri omurgasız ve düzdür.

Göğüs kemiklerinde omurgaya sahip olan tavuklar birkaç metre uçabildikleri halde, deve kuşu gibi bu omurgadan yoksun türler hiç uçamazlar. Bunların kuyrukları oldukça küçüktür. Ancak güçlü bacakları sayesinde çok hızlı koşabilirler. Bazı uçucu olmayan kuşlarda kanat kemikleri oldukça küçük ve uçuş kasları az miktardadır.
Görüldüğü gibi uçucu olmayan kuşlar, uçmayı sağlayan anatomik yapılardan kısmen veya büyük ölçüde yoksundurlar. Ancak bu kuşlar için uçmamak bir kusur, eksiklik ya da dezavantaj değildir. Onlar bu yetenekleri olmadan da kusursuz bir yaratılışa sahip, mükemmel canlılardır.

Her canlı türü kendine göre avantaj olabilecek çok çeşitli özelliklere sahiptir. Örneğin Afrika'ya özgü bir kuş türü olan deve kuşu (Struthio camelus) uçamaz; ancak saatte 70 kilometreye ulaşan bir hızla koşarken kanatlarını denge unsuru olarak kullanır. Emu (Dro maius novaehollandiae) ise 1.5 metreyi aşan boyuyla deve kuşundan sonra yaşayan en iri kuştur. Onlar da koşarken saatte yaklaşık 50 kilometrelik bir hıza ulaşırlar.

Öte yandan kimi kuşlar için kanatların, uçma dışında da fonksiyonları vardır. Türlerine bağlı olarak kimi zaman kanatlar, koşarken denge sağlama, sıcak havada serinleme, soğuk havada ısınma, düşme sırasında kaburga kafesinin korunması, düşmanları korkutma, yavrulara gölge yapma gibi çeşitli fonksiyonlarda kullanılırlar.

Evrimciler bu tip kuşların uçuş yeteneklerini zamanla yitirdiklerini öne sürerler. Oysa bu iddia, sanıldığının aksine, evrim teorisine bir destek sağlamaz. Çünkü söz konusu iddia, olmayan bir özelliğin kazanılması ile değil, olan bir özelliğin yitirilmesi ile ilgilidir. Uçucu olamayan kuşlarla ilgili "evrim" iddiaları tamamen asılsızdır ve delil öne sürememekten kaynaklanan çaresizliğin göstergesidir. Evrimciler açıkça, yaratılışı ve Allah'ın varlığının delillerinden bir kısmını sergileyen canlıları, kitlelere sözde "evrim" kanıtı gibi göstermeye çalışmaktadırlar. Kuran'da Allah, inkar etmek için gerçekleri gizleyen kimselerin varlığını şöyle haber vermektedir:
Hakkı batıl ile örtmeyin ve hakkı gizlemeyin. (Kaldı ki) siz (gerçeği) biliyorsunuz. (Bakara Suresi, 42)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder