27 Mart 2010 Cumartesi

ABROREAL TEORİYE GÖRE UÇUŞUN KÖKENİ VE YANILGILARI


Cursorial teorinin çıkmaza girmesinden sonra O. C. Marsh, arboreal teoriyi ortaya attı ve bu teori evrimcilerin büyük bir çoğunluğu tarafından benimsendi. Ancak John Ostrom'un önceki bölümdeki itirafında yer aldığı gibi arboreal teori de bilimsel dayanağı olmayan iddialardan oluşmaktadır.

Arboreal teori ilk önce yerde koşan bir iki-ayaklının ağaçlardaki yaşama uyum sağladığını varsaymakta; ağaçlarda yaşarken ön kollarını paraşüt gibi kullanarak, daldan dala atladığını öne sürmektedir. Yine teoriye göre daha sonraları kanat çırpma uçuşu gelişmekte ve atlama aşamasında aerodinamik olarak önem kazanan tüyler, tesadüfi mekanizmaların etkisiyle zamanla uçuş tüylerine dönüşmektedir.23


HAYALİ ÇİZİM
Bu teori, ağaçlara tırmanan sözde uçuş öncesi canlının, ağaçtan ağaca atlamaya başladığını ve bunun da, uçuşun bir ön işareti olarak, kanat hareketleri ile sonuçlandığını öne sürer. Teoriye göre pullardan geliştiği iddia edilen ilk tüyler, ağaçtan ağaca atlarken bu hayvanların inişlerini paraşüt benzeri bir şekilde yavaşlatmıştır. Söz konusu canlılar sıçrayışlarını ve düşüşlerini bu şekilde kontrol etmişlerdir. Yine bu teoriye göre, "pro-avis" (uçuş öncesi) olarak ifade edilen canlılar, yerde yiyecek arayan hayvanlardır ve ağaçları, yuva kurmak, saklanmak ve tünemek için kullanmışlardır. Evrimci varsayımlara göre ağaçtan ağaca uzun mesafeli sıçrayışlar yapan bu canlılar, bir süre sonra süzülme hareketi, manevra kabiliyeti ve yavaş iniş geliştirmişlerdir. Sözde süzülme tam olarak geliştiğinde ise, kanat çırpma hareketi başlamış ve bu da bir süre sonra aktif uçuşla sonuçlanmıştır.

Dikkat edilirse, evrimci iddialarda delil sunulmadan, hep bir şekilde sonraki aşamaların gerçekleştiği iddia edilir. Oysa bunlar tamamen bu teorileri ortaya atan kişilerin hayal güçlerine dayandırılmaktadır ve hiçbir bilimsel temeli yoktur.

Arboreal teorinin savunucuları, sözde ilkel kuşların yerdeki düşmanlardan kaçmak ya da yuva yapmak gibi sebeplerle ağaçlara çıktıklarını, ön pençeleri ile ağaca tırmandıklarını, sonra da alçaktaki dallara atlarken süzülerek uçmayı öğrendiklerini iddia ederler. Ancak teoriyi eleştiren evrimciler Archæopteryx'in pençelerinin, yerde yürüyen, hızlı bir canlı için uygun olmadığını, bu pençelerin günümüzdeki tüneyen kuşlarınkine benzediğini belirtmektedirler.24

Yer bilimleri profesörü ve paleontolog David. E. Fastovsky ve hücre biyoloğu ve anatomist David B. Weishampel arboreal teori konusundaki eleştirilerini şöyle dile getirmişlerdir:
İlk kuşların muhtemelen ağaçlara tırmandıkları ve bu pozisyondan uçmayı öğrendikleri ileri sürüldü. Ancak ilk arboreal kuş için tırmanma adaptasyonuna ait bir kanıt yok ve kuş olmayan theropodların hiçbirinde arboreal alışkanlık için iskeletlerinde de bir kanıt yok.25

Evrimcilerin iddia ettiği gibi aşama aşama mükemmelleşen canlılar yoktur, aksine canlılar yeryüzü katmanlarında ilk belirdikleri andan itibaren şu anki mükemmel halleriyle bulunmaktadırlar. Bu, evrimcileri çıkmaza sokan önemli bir sorundur. Çünkü milyonlarca olması gerekirken, bu iddialarını kanıtlayan tek bir delilleri bile yoktur... Kuşlar da milyonlarca yıldır bugünkü mükemmel aerodinamik tasarımları ve uçuş yetenekleriyle var olmuşlardır.
İşin ilginç yanı bu teoriyi eleştirenler, bu teoriden daha da tutarsız olan bir başka teoriyi yukarıda açıkladığımız cursorial teoriyi- savunmaktadırlar. Böyle bir durumda olmalarının sebebi ise, kendilerini evrim kalıpları içinde açıklama getirmeye zorlamalarıdır. Dinozorların zaman içerisinde kanatlanarak uçtuklarını savunanlar, günümüzde en çok Alan Fedducia ve Larry Martin'in savunduğu "ağaçtan aşağıya" (arboreal) teorisini eşit derecede eleştirmektedirler. Kanıtlar göstermektedir ki, iki iddianın taraftarlarının da eleştirileri doğrudur: Kuşlar ne koşan dinozorlardan ne de ağaçta yaşayan küçük sürüngenlerden evrimleşmiştir. Dogmatik evrim anlayışından bağımsız olarak düşünen herhangi bir kişi de, öne sürülen iddialardaki tutarsızlıkları kolaylıkla görecektir.

Bu teorilerin hiçbiri, herhangi bir kanıt olmadığından ve bilimsel bir temele dayanmadığından, hayali iddialar olmaktan öteye gidememişlerdir. Dünyaca ünlü, omurgalı paleontolojisi uzmanı Robert L. Carroll'un bu konudaki yorumu, "günümüzde ne yapısal ne de fizyolojik argümanların bu (kuşların kökeni hakkındaki) anlaşmazlığı kesin olarak sonuçlandıramadığı" şeklindedir.26Minnesota Üniversitesi'nden Profesör Phil Regal da, "uçmak için gerekli tüylerin kökenine ilişkin tüm mevcut teoriler (...) yetersizdir" yorumunda bulunmuştur.27Pennsylvania Eyalet Üniversitesi'nde biyolog olan James H. Marden de uçuşun kökeni ile ilgili öne sürülen iddialar hakkında şöyle söylemektedir:
Teorisyenler, yarım yüzyıllarını kuşların uçuşunun ağaçtan aşağıya süzülme yoluyla mı yoksa yerden yukarı koşarak ya da sıçrayarak mı olduğunu tartışarak geçirdiler ve görünürde belirgin herhangi bir sonuca varamadılar.28
Evrim teorisine karşı çıkan anatomist David Menton kendisi ile yapılan bir röportajda kuşların kökeni ile ilgili şunları söylemektedir:
Bu konuda iki teori bulunmaktadır: Arboreal ve cursorial. Her bir grup, diğer grubun tamamen yanlış olduğu konusunda oldukça emindir. Evrimci John Ostrom, tüylerin dinozorların ön kollarındaki geniş pullardan evrimleştiği ve bu uzun tüylerin geliştikçe sinekleri yakalamak için kullanıldığı tahmininde bulunmuştu. Tüyler ağırlıklarına göre oldukça güçlü olmalarına karşın onların böcekleri yakalamak için biraraya geldiklerini düşünmekten daha kötü bir teşhis düşünemiyorum. Aynı zamanda tüyler sadece bu amaç için kullanılmak açısından inanılmaz derecede kompleks bir yapıya sahiptir. Ve böcek yol üstünde değilse rüzgara kapılacaklardı. Kuşlar her halükarda kollarını önde çırparak kapatamamaktadır- bu tip bir omuza sahip değiller... [Dr. Carl Wieland'ın "teorilerden biri için delil var mı?" sorusu üzerine şöyle devam eder.] Tek bir delil bile yok - ayrıca her iki görüşe sahip olan insanlar da bu yorumu yapıyorlar... Canlı ya da fosil, pulların uzaktan da olsa tüylere benzediğini gösteren hiçbir örnek yoktur. Archæopteryx, modern kuşlar gibi eksiksiz tüylere sahiptir.29

1. Seyrek kanat örtü tüyleri
2. Ana kanat örtü tüyleri
3. Üçüncül uçuş tüyleri
4. İkincil uçuş tüyleri
5. Birincil uçuş tüyleriKanatları oluşturan tüyler bilim adamlarını hayranlık içinde bırakacak komplekslikte bir yaratılışa sahiptir. Ancak bir kuşun tüylere sahip olması, uçması için yeterli bir koşul değildir. Bu tüylerin kanat denilen çatı üzerinde, her iki tarafa eşit dağılarak, belirli bir dizilimle yerleşmesi gereklidir. Tüyleri gelişigüzel dizecek olsanız, kuşun uçması mümkün olmaz. Dolayısıyla uçmanın rastgele etkilerle kazanılabilecek bir yetenek olmadığı açık bir gerçektir. Kuşlar uçuşa elverişli tasarımları ile Allah'ın sonsuz sanat ve ilmini sergileyen canlılardan sadece biridir.
Her iki teorinin savunucuları, aralarındaki bu anlaşmazlık nedeniyle birbirlerinin iddialarının hiçbir geçerli delile dayanmadığını göstermişlerdir. Ortaya çıkan sonuç, kuşların kökenine dair evrimci bir açıklamanın var olmadığıdır.
Evrimcilerin kuşların kökeni konusunda göz ardı ettikleri en önemli noktalardan biri, kanatların sahip olduğu indirgenemez kompleks yapıdır. Kanatlar ancak mükemmel yapılarıyla bulundukları takdirde fonksiyoneldir; dolayısıyla "yarım kanat", "eksik kanat" gibi yapıların uçma açısından hiçbir fonksiyonu yoktur. Bu durumda evrim teorisinin öne sürdüğü başlıca mekanizma olan "kademeli gelişim" modeli hiçbir şey ifade etmemektedir. (Bu konunun detayları için bkz. "Kanatlardaki İndirgenemez Komplekslik" Bölümü)

23. http://www.geology.ucdavis.edu/~cowen /HistoryofLife/feathersandflight.html
24. Robert G. Cook, Avian Visual Cognition, Department of Psychology Tufts University, Comparative Cognition Press, Eylül 2001; http://
www.pigeon.psy.tufts.edu/avc/husband/avc 3dino.htm 
25. David E. Fastovsky, David B. Weishampel, The Evolution and Extinction of the Dinosaurs, Cambridge University Press, Cambridge, 1996, s. 313.
26. Robert L. Carroll, Patterns and Process of Vertebrate Evolution, Cambridge University Press, New York, 1997, s. 314.
27. P. Regal, "The Evolutionary Origin of Feathers", The Quarterly Review of Biology, cilt 50, no. 1, 1975, s. 35.
28. J. Marden, "How Insects Learned to Fly?", The Sciences, cilt 35, no. 6, 1975, s. 27.
29. "Bird Evolution Flies out the Window", An anatomist talks about Archæopteryx: David Menton with Carl Wieland; Creation Ex Nihilo, cilt 16, no. 4, Temmuz-Ağustos 1994, s. 16–19. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder