27 Mart 2010 Cumartesi

KUŞ TÜYLERİ HAKKINDAKİ EVRİMCİ YANILGILARI


Göğün boşluğunda boyun eğdirilmiş (musahhar kılınmış) kuşları görmüyorlar mı? Onları (böyle boşlukta) Allah'tan başkası tutmuyor. Şüphesiz, iman eden bir topluluk için bunda ayetler vardır. (Nahl Suresi, 79)


Bir kısım evrimci yayınlarda, tavus kuşlarında ve diğer bazı kuş türlerinde, erkeklerin çok daha renkli ve gösterişli tüylere sahip olmaları, Darwin'in 1871'de yayınlanan The Descent Of Man, And Selection In Relation To Sex (İnsanın Türeyişi ve Seksüel Seçme) adlı kitabında ortaya atılan "seksüel seçme" teziyle bağdaştırılmaktadır. Seksüel seçme, bir hayvan topluluğundaki daha güçlü ve gösterişli bireylerin, karşı cins tarafından daha cazip bulunması ve bu yolla daha fazla üremeleri anlamına gelir. Örneğin bu çarpık mantığa göre, kimi erkek kuşların gösterişli renk ve desenleri, dişilerin daha gösterişli erkekleri tercih etmeleri sonucunda, doğal seleksiyon yoluyla aşama aşama kazanılmış bir özelliktir. Ancak Darwin'in söz konusu teziyle örtüşen herhangi bir bilimsel bulgu yoktur. Dolayısıyla bu tür yorumlar, canlıların özelliklerinin evrimci bir ön yargı ile yorumlanmasından başka bir şey değildir. Bu tür yorumlara karşı çıkan evrimci bir bilim adamının görüşleri Nature dergisinde şöyle aktarılmıştır:
"Bu çalışmada ele alınmamış, ancak seksüel farklılıkları açıklayabilecek başka muhtemel sebepler de var" diyor Trevor Price. Price, San Diego'daki California Üniversitesi'nde kuş türlerinin farklılıkları üzerinde çalışıyor. Örneğin, karada yaşayan ve kavgacı bazı türler büyük seksüel farklılıklar gösteriyorlar; çünkü belki de daha büyük ve daha parlak erkekler, saldırganları daha çok caydırıyorlar ve daha fazla dövüş kazanıp daha fazla çiftleşebiliyorlar. Yine de, Price'a göre, bu popülasyonlar kendi içlerinde farklılıkları koruyorlar, çünkü bazen daha güçlü erkekler kavga etmekle meşgulken, daha gösterişsiz erkekler çiftleşme için imkan bulabiliyorlar.1
Sizin yaratılışınızda ve türetip-yaydığı canlılarda kesin bilgiyle inanan bir kavim için ayetler vardır. (Casiye Suresi, 4)

Kuşların tüylerinin evrim mekanizmaları ile şekillendiğinin iddia edilebilmesi için, bu tüylerdeki şekil değişikliklerine yol açacak, ancak bu arada canlıya zarar vermeyecek mutasyonların tanımlanması gerekir. Oysa böyle bir mutasyonun mümkün olduğunu gösteren tek bir kanıt bulunmamaktadır. Dahası, bu gibi mutasyonların doğadaki frekansının hesaplanması, bunun popülasyon genetiği verilerine göre değerlendirilmesi ve bu yolla gerçekten böyle bir "evrim süreci"nin mümkün olup olmadığının hesaplanması gerekmektedir. Buna benzer bir hesaplama İsrailli biyofizikçi Lee Spetner tarafından yapılmıştır. Spetner, popülasyon genetiği verilerine göre tek bir türün bir başka türe evrimleşmesinin pratikte imkansız olduğu sonucuna varmıştır.2


Evrimciler ise bu gibi gerçekçi hesaplamalarla değil, hayal ürünü senaryolarla konuyu ele almaktadırlar. Evrimin varlığını körü körüne kabul ettikleri için, önlerinde sadece "hangi senaryo?" sorusu kalmakta, onlar da bu soruya hayal güçlerinin yardımıyla cevaplar aramaktadırlar. Kuşların tüyleri mi renkli; o zaman Darwinizm bunu "renklilik doğal seleksiyonla seçildiği için böyle oldu" diye yorumlamaktadırlar. Bazı kuşların renkleri daha mı soluk; o zaman Darwinizm buna "renkleri soluk, çünkü doğal seleksiyon soluk olanları avantajlı kıldı" diye cevap vermektedir. Her durum için doğal seleksiyon merkezli bir senaryo üretmek mümkündür. Ancak senaryolar sadece hayal gücüne dayanmaktadır.
Bu nedenle evrim teorisi, bilimsel bir teori değildir; dogmatik bir yorum şeklidir. Kendisini Darwinist bir ön yargı ile şartlandırmayan, konuya akıl ve mantık yoluyla yaklaşan herkes, canlılardaki olağanüstü yaratılış delillerinin bilinçsiz doğa mekanizmalarının ürünü olamayacağını kolaylıkla fark edecektir.Bu deliller Yüce Allah'ın sonsuz kudretini ve sanatını gözler önüne sermektedir.

1. "Sex Drives Birds Apart: Promiscuity Makes Females Dull And Males Flashy", Nature Science Update, 13 March 2001; http://www.nature.com/nsu/010315/010315-5.html
2. Lee Spetner, Not By Chance, The Judaica Press, New York, 1997.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder