Dino-kuş teorisini savunanlar, kuşların sözde atasının küçük ve etobur bir dinozor türü olan theropodlar olduğunu iddia ederler. Özellikle Çin'in Liaoning bölgesinde bulunan bazı fosil türlerini evrimsel ata olarak gösteren evrimciler, önemli bir gerçeği göz ardı etmektedirler: Henüz kuşların atası olarak gösterdikleri theropod türü dinozorlar ortaya çıkmamışken düzgün şekilde uçabilen kuşlar yeryüzünde bulunmaktadırlar. 150 milyon yıl önce yaşamış en eski kuş türü olanArchæopteryx, theropod türü dinozorlardan on milyonlarca yıl daha yaşlıdır. Ünlü ornitolog Dr. Alan Feduccia, bu nedenle,Archæopteryx'in evrim açısından "aşılmaz bir problem" olduğunu belirtmiştir:
Bu teori ile ilgili aşılmaz problemler var... Bizim bildirdiklerimiz ötesinde, kuş-benzeri dinozorların 150 milyon yaşındaki bilinen en eski kuştan 25 milyon ile 80 milyon yıl sonra ortaya çıkmasıyla ilgili bir zaman problemi var.1Feduccia, kendisi ile yapılan bir röportajda "Kuşların dinozorlardan geldiğine niçin inanmıyorsunuz?" sorusunu şöyle yanıtlamaktadır:
Birincisi zaman çizgisi yanlış. Dinozorların kuşların atası olduğu iddiası bilinen en eski kuş olanArchæopteryx'ten 25 milyon-80 milyon yıl sonra oluşur. İkincisi… Yerden yukarı doğru uçmayı evrimleştirmek biyofiziksel olarak makul değildir. Üçüncüsü kuşların ve dinozorların birçok özellikleri -örneğin eller ve dişler- birbiriyle uyumlu değil. theropod dinozorun eli bir başparmaktan ve bitişiğindeki iki parmaktan oluşur. Kuş eli ortadaki üç parmaktan oluşur. Bir tür elden diğer tür ele geçmek için yalnızca bir düğmeye dokunamazsınız. Tabi ki, eğer kuşların dinozor kökenine ters bir şeyle gelirseniz, otomatik olarak yanlış olursunuz, hangi kanıtla geldiğiniz önemli değildir.2Evrimcilerin bu büyük sorunu çözmek, daha doğrusu çözmüş gibi gözükmek için kullandıkları yöntemin adı ise "kladistik"tir.
"Kladistik", son 20-30 yıldır paleontoloji dünyasında sıkça kullanılan yeni bir fosil yorumlama yöntemidir. Bu yöntemi savunanlar, bulunan fosillerin yaşlarının tamamen göz ardı edilmesini, sadece eldeki fosillerin karakteristik özelliklerinin birbiri ile karşılaştırılmasını ve bu karşılaştırma sonucunda ortaya çıkan benzerliklere göre evrimsel soy ağaçları kurulmasını savunurlar. Kladistiğin iyi bir özeti olan bu açıklama, söz konusu yöntemin ne kadar büyük bir çarpıtma olduğunu da göstermektedir. 70 milyon yıllık bir fosilin sahibi olan bir türün, aslında 170 milyon yıl önce de yaşadığını varsaymanın ve buna göre bir evrimsel akrabalık ilişkisi kurmanın, çarpıtmadan başka bir anlamı yoktur.
Kendisi de bir evrimci olmasına karşın, paleontolog Larry Martin evrimcilerin bu konuda ne denli dogmatik, ön yargılı bir yaklaşım içinde olduklarını şöyle ifade etmektedir:
… bazen bazı kişiler tarafından yapılan "eğer kladistik analiz yaparsanız gerçeği elde edersiniz" şeklinde imalar içeren dogmatik ifadelere kızıyorum. Deneysel olarak bunun doğru olmadığını biliyorsunuz, çünkü eğer tam olarak bakarsanız, aynı grup üzerinde çalışan iyi kladistlerin [canlıları kladistik prensiplerine göre sınıflandıran biyolog] hepsi farklı kladigramlar [her biri bir türü temsil eden ağaç şeklindeki sözde evrimsel diyagram] elde eder. Biliyorsunuz, en iyi ihtimalle bu kladigramların sadece biri doğrudur. Bunun sebebi muhtemelen insanların kladigramlara giren özellikleri ne kadar dikkatli inceledikleri ve seçtikleriyle ilgilidir. Eğer kladigramınıza çöp koyarsanız, çöp elde edersiniz.3
Ben şahsen, kuş benzeri maniraptoran theropodların kuşların kökeninden 25-75 milyon yıl sonra bulunmasını sorun olarak görmeye devam ediyorum...Kladistik, evrim teorisinin fosil kayıtları karşısındaki yenilgisinin gizli bir itirafı ve yeni bir boyutudur aslında. Özetlemek gerekirse;
Hayalet atalar, açıkçası zoraki bir çözümdür, kladistik metodu tarafından zorunlu kılınan uygun olmayan bir çözüm. Tabi, Geç Kretasemaniraptoranlarının kuşların gerçek ataları olmadığı, sadece kardeş sınıf olduğu itiraf ediliyor. Jurasik dönemde yüksek derecede türemiş, hızla evrimleşen maniraptoranların kuşlara evrimleştiğine ve sonra bu yüksek derecede ilerlemiş soyun evrimsel bir durağanlığa girdiğine ve milyonlarca yıl boyunca hiç değişmeden kaldığına inanmamız mı bekleniyor?... zaman probleminin çözüldüğü konusunda neden ısrar ediyoruz?4
1) Darwin; fosil kayıtları detaylı olarak incelendiği takdirde, bildiğimiz türlerin hepsinin arasını dolduracak "ara formların" bulunacağını öne sürmüştür. Teorinin beklentisi budur.İşte bu son nokta, evrimcileri kladistik denen tutarsız yöntemi geliştirmeye zorlamıştır.
2) Ancak 150 yıllık paleontoloji çabası, ara formları ortaya koymamış, bu canlıların izine rastlanamamıştır. Bu, teori adına büyük bir yenilgidir.
3) Ara formlar bulunamadığı gibi, sadece benzerliklerinden dolayı birbirlerinin atası olarak ilan edilebilecek olan canlıların da yaşları çelişkilidir. Daha "ilkel" gibi görünen bir canlı, daha "gelişmiş" gibi gözüken bir canlıdan daha geç ortaya çıkmaktadır.
Kladistikle birlikte, Darwinizm, bilimsellik maskesini açıkça yitirmekte, aksine "bilimsel bulguları çarpıtan, bu bulguları kendi varsayımlarına göre değiştiren" bir dogma haline gelmektedir.
1. David Williamson, "Scientist says ostrich study confirms bird 'hands' unlike those of dinosaurs", UNC News, no. 425, 14 Ağustos 2002, www.unc.edu/news/newsserv; David Williamson, "Scientist Says Ostrich Study Confirms Bird 'Hands' Unlike Those Of Dinosaurs", EurekAlert, 14 Ağustos 2002, http://www.eurekalert.org/pub_releases/2002-08/uonc-sso081402.php
2. Alan Feduccia, "Plucking Apart the Dino-Birds", Discover, vol. 24, no. 2, Şubat 2003.
3. Case of the Flying Dinosaur, NOVA, Boston Video, 1991.
4. Peter Dodson, "Response by Peter Dodson", American Paleontologist, vol. 9, no. 4, 2001, ss.13-14.
2. Alan Feduccia, "Plucking Apart the Dino-Birds", Discover, vol. 24, no. 2, Şubat 2003.
3. Case of the Flying Dinosaur, NOVA, Boston Video, 1991.
4. Peter Dodson, "Response by Peter Dodson", American Paleontologist, vol. 9, no. 4, 2001, ss.13-14.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder