Sinek uçuşu, 21. yüzyılın gelişmiş teknolojik imkanlarına ve mühendislik alanındaki bilgi birikimine rağmen taklit edilemeyecek kadar kompleks bir harekettir. Sineklerde bu hareketi mümkün kılan tasarım, bilim adamlarına göre tam bir teknoloji harikasıdır. Bu açıdan sinekler, uçmak için yaratılmış robotlar gibidirler. Berkeley'den biyoloji profesörü Michael Dickinson, sinekleri makineye benzetmekte ve şunları söylemektedir:
Sinekler harikulade canlılar. Bir insan günde mutlaka bir sinek görüyordur, ancak onların farkına bile varmıyoruz. Burnumuzun hemen ucunda bu sıra dışı, küçük makineler geziniyor.240
* Bir meyve sineği tek bir saniyede kanatlarını tam 200 defa çırpabilmektedir, * Bir sinek bir savaş uçağından çok daha hızlı manevralar yapabilir, * Tavanda baş aşağı yerleşebilir, * Mükemmel bir şekilde yana kayar, geri ve ileri hareket eder ve durduğu yerde geri dönebilir, * Sineklerin bilim adamlarını en çok şaşırtan özelliklerinden biri, tüm bu karmaşık hareketleri son derece az sayıda nörondan meydana gelen bir sinir sistemiyle yönetmeleridir. Bu konuda araştırmalar yapan biyolog Michael Dickinson, şaşkınlığını şöyle ifade etmektedir: "Her deney yaptığımızda, susam büyüklüğündeki sinir sisteminin, tüm bunları nasıl yapabildiğini düşünüyoruz."1 1. http://www.netcevap.net/hurriyetbilim030322.html; ["Sinekler Nasıl Uçar?", Hürriyet Bilim dergisi, 22 Mart 2003.] |
Fosil kayıtlarında bu kusursuz yapılarıyla bir anda ortaya çıkan sineklerin önemli bir özellikleri de olağanüstü uçuş teknikleridir. İnsan saniyede 10 kere bile kolunu açıp kapayamazken, bir sinek saniyede 500 kez kanat çırpma yeteneğine sahiptir. Üstelik her iki kanadını eş zamanlı olarak çırpar. Kanatların titreşimi arasındaki en ufak bir uyumsuzluk, sineğin dengesini yitirmesine sebep olur. Ancak hiçbir zaman böyle bir uyumsuzluk olmaz. R. Wootton, "Sinek Kanatlarının Mekanik Tasarımı" başlıklı makalesinde şöyle yazmaktadır:
Sinek kanatlarının işleyişini öğrendikçe, sahip oldukları tasarımın ne denli hassas ve kusursuz olduğunu daha iyi anlıyoruz... Son derece elastik özelliklere sahip parçalar, havanın en iyi biçimde kullanılabilmesi için, çeşitli kuvvetler karşısında gerekli esnekliği gösterecek biçimde hassasiyetle biraraya getirilmişlerdir. Sinek kanatlarıyla boy ölçüşebilecek teknolojik bir yapı yok gibidir.241Bu denli kusursuz tasarıma sahip canlıların yeryüzünde bir anda ortaya çıkmaları, elbette kör tesadüfleri yaratıcı güç olarak kabul eden evrim teorisiyle açıklanamaz.
Sinekler, uçak tasarımcılarının ve mühendislerinin zihinlerini uzun yıllardır meşgul eden yüksek hızda manevra yapabilme kabiliyetine de sahiptir. Sinek, eğer potansiyel eşini takip eden bir erkek veya dişinin çok az da olsa yönünü değiştirdiğini görürse, sadece 30 milisaniye (saniyenin binde biri) içinde kendi yönünü uygun biçimde değiştirebilmektedir. Sineklerin bu şaşırtıcı dengeyi, halter adı verilen iki küçük lobut şeklindeki "denge organı" sayesinde sağladıkları tespit edilmiştir ki, bu da sahip oldukları kompleks yapının bir başka unsurudur.
Bazı böceklerin dört kanatları varken, diğerleri iki kanatlıdır. Evrimciler iki kanatlı sineklerin, dört kanatlı atalardan geliştiklerini ve arka iki kanadın "yararsız" hale geldiğini ya da halter organlarına dönüşerek uçuş özelliklerini kaybettiklerini iddia etmektedirler. Böceklerde halter organları, uçaklarda aşırı yalpalanmayı, dikine düşmeyi veya rotadan çıkmayı önleyen ciroskoplar gibi, uçuş dengesini sağlayan işlevleriyle bilinmektedirler. Nasıl ki uçaklardaki ciroskopların tesadüfi süreçlerle meydana geldiğini iddia etmek mümkün değilse, böceklerdeki bundan çok daha üstün ve hayati bir organın şuursuz tesadüflerin eseri olduğunu öne sürmek de mümkün değildir.
Sineklerin üzerinde yapılan gelişmiş deneyler, sineğin göz-beyin sistemi tarafından algılanan görüntülerinin, kanat aktivitesinde otomatik değişimlere neden olduğunu ortaya çıkarmaktadır. Ancak elde edilen sonuçlar göstermektedir ki, görsel bilgi göz-beyin sisteminden kanatlara değil, doğrudan halter organlarına akıp gitmektedir. Ayrıca Dickinson'a göre halter organının işlevi, zannedildiğinden daha da önemlidir. Örneğin bir sinek düşmeye başlıyorsa, bu halter organının zarar görmesi sonucu olmaktadır.
Halterler böceğin aynı doğrultuda uçmasını sağlarlar, bu yüzden böcek ani bir dönüş yaptığında, halterlerin de uçuş kasları gibi tepki vermeleri gerekir. Bunun, tasarım açısından çok daha zekice ve verimli bir yöntem olduğu ifade edilmektedir. Bu sayede hiçbir zaman dengeleyici aygıt devre dışı kalmaz ve sinir sistemi her an kendi mekaniğini kontrol edecek şekilde ayarlanmış olur.
Cornell Üniversitesi'nden Dr. Cole Gilbert, sineğin başının konumu hakkında kanatlara ve halter organlarına bilgi gönderildiğini göstermiştir. Tüm bunlar sineğin kompleks bir sinir ağına sahip olduğunu ve sineğin bu üstün yaratılışla günümüz teknolojisini gölgeleyen ileri düzeyde kompleks faaliyetler yapabildiğini gözler önüne sermektedir.
240. http://www.netcevap.org/hurriyetbilim 030322.html; ["Sinekler Nasıl Uçar", Hürriyet Bilim dergisi, 22 Mart 2003.]
241. J. Robin Wootton, "The Mechanical Design of Insect Wings", Scientific American, cilt 263, Kasım 1990, s. 120.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder