26 Mart 2010 Cuma

ARCHÆORAPTOR SAHTEKARLIĞININ KASITLI OLARAK GÖRMEZDEN GELİNMESİ

Archæoraptor liaoningensis isimli bu sözde dino-kuş fosili, başta belirttiğimiz gibi dünyaya National Geographic dergisi tarafından duyuruldu. ABD'deki ünlü Smitsonian Enstitüsü'nün kuşlarla ilgili bölüm başkanı olan Dr. Storrs L. Olson, bu fosilin sahte olduğuna dair National Geographic'i önceden uyardığını, ancak dergi yönetiminin bunu tamamen göz ardı ettiğini açıkladı. Olson'un "tüylü dinozor"larla ilgili haberlerin perde arkasını yansıtan bu açıklamaları, National Geographic bünyesindeki Peter Raven adlı bilim adamına yazdığı açık mektupta yer almaktaydı:

1 Kasım 1999
Smithsonian Enstitüsü, Doğa Tarihi Ulusal Müzesi
Sevgili Peter,
Aşağıdaki ifadeleri sana yöneltmeyi düşündüm, çünkü senin komiten kısmen de olsa buna dahil ve sen şu an National Geographic Topluluğu'ndaki en seçkin bilim adamısın.
Kasım sayınızda Christopher P. Sloan'ın "T. Rex için Tüyler" adlı yayınıyla, National Geographic, sansasyonel, asılsız haber yapıldığı (tabloid) gazetecilikte en alt seviyeye ulaştı...


... Bu birçok zooloğun en kötü kabusu; yeni bir organizmayı adlandırma fırsatının bazı budala gazeteciler tarafından istemeden sansasyon haber haline gelmesi. Şu açıktır ki, National Geographic belirli bilimsel konularda yetkili mercilere danışmıyor.


Sloan'ın makalesi, söz konusu örneğin yasal olmayan yollarla ihraç edildiğinin bilindiğini ve "Czerkases'in şimdi Çin'e iade edilmesinin planlandığını" açıkça göstermektedir. Haziran 1996'da Washington'daki Kuş Paleontolojisi ve Evrim Topluluğu'nun (Society of Avian Paleontology and Evolution) 4. Uluslararası Toplantısı'nda 40'tan fazla katılımcı Smithsonian Kurumu'nda biraraya geldiler. Katılımcılar Çin'de bulunan fosillerin yasal olmayan ticaretini kınadıklarına dair Çin Bilimler Akademisi yöneticisine imzalı mektup hazırlamışlardı ve Çin Hükümeti'nin bu suistimale karşı acil bir önlem alması için destek vermişlerdi.


... Çin'in dışında satış için teklif edilen Liaoning'den gelen fosillerin kanunsuz olduğu, en azından 1996'nın ortalarından beri bilim camiasında ya da ticari fosil işinde olanlar için bir sır değildi.


ABD'deki temel doğa tarihi müzelerinin -tamamı olmasa da- çoğu personeline yasal olarak toplanmayan ve ihraç edilmeyen hiçbir türü kabul etmeme yasağı koymuştur. National Geographic Topluluğu böyle malzemelerin araştırılmasını desteklemekle kalmamış, sansasyon da yaratmıştır ve şimdi ünlü bilimsel enstitülerdeki araştırmacılar ahlaki, idari ve belki de yasal olarak yasaklanması gereken kanunsuz bir türü sergiliyorlar.


National Geographic'in Temmuz 1998 sayısında yayınlanan, "Dinozorlar Kanatlanıyor" (Dinosaurs Take Wing) başlıklı makalenin yayınlanmasından kısa süre önce, (makaleyi hazırlayan) Christopher P. Sloan'ın fotoğrafçısı olan Lou Mazzatenta beni National Geographic Topluluğu'na çağırdı, Çin'de bulunan fosillerin fotoğraflarını gösterdi ve bunlar hakkında yayınlanacak hikaye ile ilgili yorumlarımı sordu. O zaman, National Geographic'in göstermek istediği tablodan çok daha farklı, alternatif bakış açıları olduğunu söyleyerek itiraz ettim, ama sonunda açıkça gördüm ki, National Geographic, kuşların dinozorlardan evrimleştiği dogması dışında başka hiçbir şeye ilgi duymuyordu.


Sloan'ın makalesi (kuş-dinozor bağlantısı yönündeki) ön yargıyı tamamen yeni bir boyuta yükseltmekte ve büyük ölçüde doğrulanmamış veya belgelendirilmemiş bilgilere dayanarak, haberleri aktarmak yerine onları "üretmekte"dir. "İnsanların memeli olduklarını ne kadar güvenle söyleyebiliyorsak, kuşların birer theropod(iki ayaklı dinozor) olduğunu da o kadar güvenle söyleyebiliriz" şeklindeki basit cümlesi, bir veya bir grup bilim adamının fikri olarak dahi gösterilmemekte, sadece "editöryel propaganda" olarak kalmaktadır. Bu melodramik iddia, aslında embriyoloji ve karşılaştırmalı anatomi alanında yapılan yeni çalışmalarla çürütülmüştür, ama, elbette, bunlar (National Geographic makalesinde) hiç belirtilmemektedir.


Daha da önemlisi, Sloan'ın makalesinde çizimi yapılan ve kuş tüyleri olduğu iddia edilen yapıların hiçbirinin, kuş tüyü olduğu kanıtlanmış değildir. Bunların bu şekilde olduğunu iddia etmek, bir gerçeği dile getirmek değil, sadece bir temenni ifadesidir. Sayfa 103'te yer alan "içi boş, saç benzeri yapılar ilkel kuş tüylerini (protofeathers) karakterize ediyor" şeklindeki ifade saçmalıktır, çünkü "ilkel kuş tüyleri" sadece teorik bir varsayımdır ve dolayısıyla bunların iç yapısı daha da hipotetiktir.


National Geographic Topluluğu'nda halen gösterimde olan tüylü dinozorlar sergisi furyası daha da kötüdür ve birçok et yiyici dinozorun kuş tüylerine sahip olduğu yönündeki aldatıcı iddiayı ileri sürmektedir. Tartışmasız bir dinozor olan Deinonychus hakkında yapılan bir maket ve yavru tyrannosaurlar hakkında yapılan çizimlerde bu canlılar tüylerle kaplı gibi gösterilmektedir. Bunların hepsi hayalidir ve bilim kurgu dışında herhangi bir yerleri yoktur.


Tüylü dinozorlar ve kuşların theropodkökeni düşüncesi, sözünü sakınmadan söyleyen ve gerçekleri son derece taraflı hale getiren National Geographic'teki belirli editörlerle birlikte hareket eden hevesli bilim adamları kadrosu tarafından resmen duyurulmaktadır. Gerçekler ve dikkatlice değerlendirilmiş, bilimsel ağırlığı olan kanıtlar, programlarındaki en önemli eksiklikler olmuştur. Ki bu durum, hızla, çağımızın en büyük bilimsel sahtekarlıklarından biri durumuna gelmektedir: Soğuk füzyonun paleontolojik dengi (ile karşı karşıyayız). Eğer Sloan'ın makalesi bu fantezinin doruk noktası değilse, bir sonrakinde ne kadar yükseleceğini kestirmek zordur. Ama bir kere çılgınlık normal seyrini izledi mi ve tamamen açığa çıktı mı, National Geographic ne yazık ki tüm üzücü olayı özetleyen bir kitapta ünlü ama istenmeyen bir rol alacak.


Saygılarımla,
Storrs L. Olson
Kuşlar Bölümü Başkanı
Smithsonian Enstitüsü, Doğa Tarihi Ulusal Müzesi161

Storrs Olson, USA Today gazetesine yaptığı açıklamada ise, "Problem şu ki, fosilin sahte olduğu belli bir aşamada National Geographic tarafından da anlaşılmıştı, ama bu bilgi açıklanmadı" diyordu.162 Kısacası National Geographic, tüm dünyaya büyük evrim delili olarak gösterdiği fosilin sahte olduğunu anlamasına rağmen, aldatmacayı sürdürmüştü.
National Geographic dergisinin sergilediği bu tavrın, evrim teorisi adına düzenlenen ilk aldatmaca olmadığını da belirtmek gerekir. Evrim iddialarının ortaya atılmasından bu yana, teoriyi desteklemek için geçmişte pek çok sahtekarlık yapılmıştır. Alman biyolog Ernst Haeckel, Darwin'i desteklemek için sahte embriyo çizimleri yapmıştır. İngiliz evrimciler, insan kafatasına orangutan çenesi monte edip, bunu Doğa Tarihi Müzesi'nde 40 yılı aşkın bir süre "Piltdown Adamı-Evrimin En Büyük Kanıtı" diye sergilemişlerdir. Amerikalı evrimciler, tek bir domuz dişini "Nebraska Adamı" diye lanse etmişlerdir. Dünyanın dört bir yanında, "rekonstrüksiyon" adı verilen sahte çizimlerle, gerçekte hiçbir zaman yaşamamış olan "ilkel yaratıklar" veya "maymun adam"lar tasvir edilmiştir.

Tüm bunların ardından şunu sormak gerekir: Archæoraptor bir sahtekarlık ürünüdür. Peki ya diğer "dino-kuş" fosilleri?
Bu konuda yorum yapan uzmanlardan biri, Alan Feduccia'dır. Aşağıdaki satırlarda Feduccia'nın Discover dergisinin Şubat 2003 sayısında bu konuda yayınlanan bir röportajından alıntılar yer almaktadır. Kendisi de bir evrimci olmasına rağmen, bulunan fosillerin evrime bir delil olmadığını, bu konuda sahtekarlıklara başvurulduğunu açıkça ifade etmektedir:
Discover: Çin'de bulunan bazı dinozor fosilleri kuş tüyüne benzer şeylere sahip. Bu, dinozorlarla kuşlar arasında bir bağlantıyı kanıtlamıyor mu?

Feduccia: İnsanlar bu ince telli yapıların -"dino tüylerin"- ilkel tüyleri temsil ettiğini kabul ediyorlar. Ama bunlar tüylere benzemiyor ve tüylerle ilgili bir şey olduğuna da inanmıyorum. Bana korunmuş deri lifleri gibi geliyor... Kuşların iri pullarını (kuşların ayaklarındaki pullar) morfojenik kemik proteni uygulamasıyla tüylere dönüştürebilirsiniz. Bu yüzden insanlar tüylerin evrimini düşünürken ince liflerin pullarla tüyler arasında bir ara form olduğunu düşünüyorlar, aslında bu aşamaya ihtiyaç yok... Türlerin üzerinde korunmuş gerçek tüyleri gördüğümüzde, tüylere sahip olan ikinci dereceden uçmayan kuşlara baktığımızda ve yüzeysel olarak dinozorlara benzediğine ya da türlerin gerçekten dinozorlarla akraba olup olmadığına dikkatlice karar vermeliyiz. Şu an bu, sahte fosiller nedeniyle uğraşılması gereken zor bir mesele.

Discover: Şimdiye kadar yalnızca bir tek tüylü dinozor Archæoraptor sahte olarak kamuoyuna açıklandı. Başkalarının da olduğuna mı inanıyorsunuz?
FeducciaArchæoraptor buz dağının yalnızca ucu. Orada sahte fosillerden çok var ve tüm alanın üzerinde karanlık bir gölge yapıyor. Fosil gösterimlerine gittiğinizde hangisinin sahte olduğunu hangisinin sahte olmadığını söylemek zor. Çin'in kuzeydoğusunda Liaoning Eyaleti'nde en son, tüylü oldukları iddia edilen dinozorların bulunduğu tortulların yakınında bir sahte fosil fabrikası olduğunu duydum. Nature gibi dergiler türlerin doğruluğunu araştırmayı istemiyor ve türler hemen Çin'e geri gönderiliyor, bu yüzden kimse onları inceleyemiyor... Tüm bu malzemelerin doğruluğunu kanıtlamanın bir yolu yok.
DiscoverNiçin biri sahte fosil yapar?

FeducciaPara. Çin'de fosil ticareti büyük bir iş haline geldi. Bu sahte fosiller yıllardır çok büyük paralarla karaborsada satılıyor. İyi bir taklit yapabilen herkes iyi kar yapıyor.
Discover: Eğer şüphelenmeniz için iyi sebepler varsa, niçin bilimselliğin uç noktasında gibi algılanıyorsunuz?

Feduccia: Avlunuzdaki kuşlara bakarak canlı dinozorları seyretme fikri kuş yetiştiricilerini çok duygulandırıyor. Popüler basın doğal olarak bunun üzerine atladı. Aynı zamanda bir para oyunu. Birçok müze kuşların yaşayan dinozorlar olduğu fikrinin reklamını yaptı ve bu bağlantıyı sergilemek için çok yüksek miktarda para harcadılar. Ek olarak, bazı paleontologlar otuz yılı kuşların dinozorlardan evrimleştiğini söyleyerek harcadılar, bu yüzden profesyoneller de işin içinde.
Discover: Sizi kuşların dinozorlardan evrimleştiğine ikna edecek hiçbir şey var mı?
Feduccia: Kuşların evrimleştiğinin düşünüldüğü zamanda birçok theropod dinozor vardı, ama kuş benzeri önemli özelliklere sahip değiller...

Discover: İlk başta tartışmaya nasıl dahil oldunuz?
Feduccia: 1980'de kuşların kökeni hakkında bir bölüm yazmak zorunda kaldığım The Age of Birds (Kuşların Çağı) adlı kitabı yazana kadar gerçekten de kuşların kökeni ile ilgilenmiyordum. Mümkün olduğunca dürüst olmaya çalıştım, ama kuşların dinozor kökeni tarafında kesinlikle yer almayınca, inançlara karşı çıkan kişi olarak görüldüm… Eğer bu araştırmacılar haklı olduklarına o kadar ikna olmuşlarsa, benim düşündüğüm şey niçin bir fark oluştursun? Niçin bu kadar çok öfkelendiler? Yıllar geçtikçe kuşların kökeni problemine daha detaylı bakmaya başladım ve baktığım her yerde sanki iğne deliğinden halat geçirmemiz isteniyordu.163


Bir evrim sahtekarlığı: Kuş gövdesine monte edilmiş dinozor kuyruğu. (solda)

Washington'da Ekim 1999'da National Geographic Derneği tarafından düzenlenen basın toplantısında Archæoraptor fosilinin, kuş ve dinozor tüylerinden oluşan karışımı, "dinozorları kuşlara bağlayan kompleks zincirdeki gerçek kayıp halka" olarak tanıtılmıştı. Fakat şimdi bu bağlantıyı oluşturanın evrim değil, tutkal olduğu anlaşıldı. Bu sahtekarlık mizah dergilerine de malzeme olmuştu
Feduccia, ortaya çıkarılan "dino-kuş"ların sahte olması ihtimalinden söz etmektedir. Eğer sahte olmasalar bile, bu canlıların üzerinde yer alan ve "tüy" olarak gösterilen yapıların, gerçekte kuş tüyleri ile ilgisi olmadığını gösteren önemli kanıtlar vardır. Bunları ilerleyen sayfalarda inceleyeceğiz. İngiliz bilim dergisi New Scientist'te ise aynı konuya, yani fosil sahtekarlıklarına şöyle yer verilmektedir:
Çin'e ait satılık kuş fosillerinin çoğu bir şekilde süslenmişti. Bir kısmı eksik özelliklerinin eklenmesiyle, bir kısmı da muhtemelen birkaç fosilin kırık parçalarının biraraya getirilmesiyle oluşturulmuş olabilirdi. Louisiana'da New Orleans Üniversitesi'nde bir paleontolog olan Kraig Derstler, "ticari pazarda gördüğüm neredeyse herkes, rekonstrüksiyonlarını daha iyi gösterecek şeylere sahipler" dedi.
İlk paleontologların çoğu eksik olan bir ya da iki kemiği eklemede bir sakınca görmediler. Hem Amerikan Doğa Tarihi Müzesi hem de Pittsburgh'daki Carnegie Müzesi, 1880'lerde farklı dinozorlardan aldıkları kafatasları ile Apatosaurus'un fosil iskeletlerini elde ettiler. Ama iyi korunmuş Çinli kuş fosilleri çok karlı kazançlara neden oldu. Derstler, "Geçen 20 yıldan fazladır, yapıştırıcılar ve taklit kayalar yapılması çok kolay, ama ayırt edilmesi çok zor bir hale geldi" diyor.
Problemler kuş fosillerini bulup çıkaran Çinli köylülerle başlıyor...Fosillerden bir vurgun yapacaklarını öğrendiler.164 
Haberin devamında ise bazı "kompozitlerin" (birleştirilmiş fosillerin) uzmanların dahi aldanabileceği kadar ustaca yapıldığından bahsedilmektedir:
Los Angeles Bölgesi'nin Doğa Tarihi Müzesi'nden Luis Chiappe, bir örneğin kendisinde şüphe uyandırdığını hatırlatıyor. "Bu örnekte problemin ne olduğundan emin değildim" diyor. Fakat dikkatli ölçümler bir bacağın diğerinden uzun olduğunu gösterdi. Ancak dikkatli bir şekilde incelediğinde, iki parçayı birbirine yapıştıran bir harç olduğunu fark etti. Chiappe "Yüzeyde, gerçekten böyle bir şeyi fark edemezsiniz." diyor. Martin ise "Şu anda, X ışınlarını görene kadar artık bu örneklerin hiçbirine güvenmiyorum" diyor. Bunlar kayanın içindeki ek yerlerini ya da boşlukları ortaya çıkarmaktadır.165
Larry Martin Çinlilerin bu sahtekarlıklara bakış açısını şöyle dile getirmektedir:
Çiftçiler bunun yanlış olduğuna inanmıyorlar, fosili satışa daha uygun hale getirmek için ona, bozulmuş bir şeyi onarma sanatı olarak bakıyorlar… Fosillerle ilgili tüm ticari piyasa aldatmacalarla delik deşik edilmiş durumda.166

HAYALİ ÇİZİM


Evrim teorisini körü körüne savunan bir kısım bilim adamları, buldukları her fosili hayali evrim şeması içinde bir yere koymaya çalışmaktadırlar. Bu taraflı fosil yorumculuğunun sonucu olarak, sahte fosilleri yeterince incelemeden bir evrim propagandasına dönüştürmektedirler. Bu da onları kaçınılmaz olarak bilimsellikten uzaklaştırmaktadır.
Pekin'deki ünlü Paleontolog Xu Xing ise, Archæoraptor adlı fosilin sahte olduğunu teşhis ederken, bu konudaki gerçekleri şu ifadelerle açıklamaktadır:
Birçok parça ticari amaçlarla ülke dışına kaçırıldı. Bu, bilim için bir felakettir. Parçalar çalınıp kaçırıldığında bazen fosil parçaları yanlışlıkla birleştirilir. Bu büyük bir yanlış olabilir ve kamuoyunu yanlış yönlendirir.167
Resmi önlemlere rağmen ülkeden gizlice çıkarılmaya devam eden Çin'deki fosiller için problem daha da ciddidir.168 Gizlice çıkarılan örnekler, çok sayıda kişinin elinden geçmekte ve sonra Amerika, İtalya ya da Almanya'daki varlıklı olmayan kişiler tarafından -eksik parçaları yerine koymak üzere- toprak kayayla karışmış yapıştırıcılarla onarılmaktadır. Louisiana'daki New Orleans Üniversitesi'nden Kraig Derstler, bu fosillerin sahte olup olmadığını "Bir mikroskop, ultraviyole ya da X ışını kullanmadan bunu ayırt edemezsiniz." diye belirtmektedir.169

Yaklaşık 142 milyon yıllık Confuciusornis adlı kuş fosilinin de, bir müze ya da üniversitedeki bir akademi üyesi yerine, ilk olarak bir satıcı tarafından görülmesi, özel koleksiyoncuların ellerinde tuttukları fosillerin değerinin göstergesidir. Halkın paleontolojiye olan ilgisinin artmasıyla birlikte, fosiller için milyonlarca dolarlık bir piyasa oluşmuştur. Çin, Rusya, Avustralya ve diğer yerlerden fosil satın alan ya da çalan, sonra da bunları Batı'daki varlıklı koleksiyonculara satan kaçakçılar, bu alanı bir endüstriye dönüştürmüşlerdir. Çok iyi korunan ya da az bulunan fosil örnekleri, ünlü resimler gibi hedef haline gelmiştir. Nitekim son yıllarda binlerce dinozor yumurtası ve 100'den fazla kuş fosili uluslararası piyasada satılmıştır.

Bu nedenlerden ötürü gittikçe gelişen fosil ticareti bilim adamları açısından ciddi bir sorundur. Bilim adamlarına göre fosillerin bulundukları katmanla ilgili bilgiler de, kaçakçılık yüzünden sürekli olarak kaybedilmektedir. Aynı zamanda özel koleksiyonlardaki örnekler üzerinde, bilim adamlarının gerektiği gibi çalışma yapamamaları da ayrı bir sorundur.170

İşte 90'lı yılların başlarından bu yana dünyada estirilen "dino-kuş" furyası, böylesine aldatıcı bir zemine dayanmaktadır. Kuşların dinozorlardan evrimleştiği tezi Darwinistler arasında çok popüler olduğu, ama buna dair hiçbir kanıt bulunmadığı için, sahte kanıt üretip satmak karlı bir iş haline gelmiştir. İnsanlara bilimsel kanıt diye gösterilenler, işte bu "ticari sahtekarlığın" eserleridir.

Ünlü kuş bilimci Alan Feduccia bu konu ile ilgili son sözü şöyle söylemektedir:
Keşfettiğim şey, dino-kuş meselesinin tamamen bir aldatmaca olduğudur.171

161. "Open Letter: Smithsonian decries National Geographic's 'editorial propagandizing' of dinosaur-to-bird 'evolution'"; http://www. trueorigin.org/birdevoletter.asp
162. Tim Friend, "Dinosaur-bird link smashed in fossil flap", USA Today, 25 Ocak 2000.
163. Alan Feduccia, "Plucking Apart the Dino-Birds", Discover, February 2003, cilt 24, no. 2.
164. Jeff Hecht, "F is for Fake: Only an X-ray will stamp your fossil bargain as authentic", New Scientist, 19 Şubat 2000. 
165. Jeff Hecht, "F is for Fake: Only an X-ray will stamp your fossil bargain as authentic", New Scientist, 19 Şubat 2000.
166. Jeff Hecht, "F is for Fake: Only an X-ray will stamp your fossil bargain as authentic", New Scientist, 19 Şubat 2000. 
167. "Scientist disputes fossil is "missing link" between dinosaurs", Brunswickan Publishing, The Associated Press, 1999; http://www.unb.
ca/web/bruns/9900/issue16/sciencetech/ missinglink.html
168. Jeff Hecht, "Psst...wanna Triceratops?", New Scientist, cilt 152, no. 2060, 14 Aralık 1996, s. 12. 
169. Jeff Hecht, "F is for Fake: Only an X-ray will stamp your fossil bargain as authentic", New Scientist, 19 Şubat 2000.
170. Jeff Hecht, "Psst...wanna Triceratops?", New Scientist, cilt 152, no. 2060, 14 Aralık 1996, s. 12.
171. Alan Feduccia, J. David'e email, 26 Ekim 1999; http://www.answersingenesis.org/ docs/4208news2-3-2000.asp

  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder