Evrimci bilim adamlarının çoğu, kuşların dinozorlardan evrimleştiğine inanmaktadırlar. Bu yaygın kanının bir sonucu, bu iddiayla çelişen bilimsel delillerin tümüyle göz ardı edilmesidir. Bunun bir örneği Corvallis'deki Oregon Eyalet Üniversitesi'nde solunum fizyolojisi uzmanı olan John Ruben'in araştırmasıdır. Ruben'in liderliğindeki bir grup, 120 milyon yıllık küçük etçil bir dinozor olan Sinosauropteryx'in iç organlarının fosil taslaklarını inceler. Sonuçta theropodların kuşlarla değil timsahlarla benzer olduğu ortaya çıkar. Ruben şöyle demektedir: Theropodların, bir timsahta bulabileceğiniz akciğer, karaciğer ve bağırsakların yerleşim düzeninin aynısına sahip olduklarına dair ilk delilin yumuşak dokularda olduğunu fark ettim.1
Ruben aynı zamanda, theropod ve timsahların -kaslara bağlı ve havanın körük benzeri akciğerlere girmesine yardımcı olan- farklı bir kalça yapısına sahip olduklarını da göstermiştir. Ruben, tüm bu bulguların sonucunda şunu söylemektedir: Bu, therepodların, günümüze ait, yüksek performanslı avien tipi akciğerlere sahip olamayacaklarının ve değiştirilmez, körük benzeri akciğerleri koruduklarının oldukça sağlam bir delilidir.2Ruben, bir röportajında ise kuşlardaki akciğer sisteminin dinozorlardan evrimleşemeyeceğini şöyle belirtmektedir: Havanın devamlı ciğerlere çekildiği kuşun tamamen farklı solunum sisteminin, theropod dinozorlarda gördüğümüz hepatik-piston sisteminden gelişmiş olamayacağı çok açıktır.3Böylece Ruben ve ekibi, körük benzeri akciğerlerin günümüz kuşlarındaki yüksek performansa sahip olan akciğerlere evrimleşmiş olamayacağını bir kez daha göstermişlerdir.4 Science dergisinde yayınlanan "Lung Fossils Suggest Dinos Breathed in Cold Blood" (Akciğer Fosili Dinozorların Soğukkanlı Olarak Nefes Aldıklarına İşaret Ediyor) başlıklı makalede Ruben'in bu araştırmalarından şöyle söz edilmektedir: Ruben ve ihtisas öğrencileri, timsah ve diğer sürüngenleri parça parça kestiler ve akciğer yapılarının Çin'de bulunan birçok yassılaşmış dinozor fosiline benzerlik gösterdiğini ortaya çıkardılar. Ruben, akciğerlerle ilgili bu delilini, dinozorların sıcakkanlı olabilmek için ihtiyaç duyulan yüksek oranlardaki gaz değişimi için yetersiz olduğunu ve aynı zamanda körük benzeri akciğerlerin günümüz kuşlarının yüksek performanslı akciğerlerine evrimleşmiş olamayacağını tartışmaya sunmak için kullanmıştır. Böylece, dinozorlarla ilgili kabul gören iki hipoteze meydan okumaktadır: Sıcakkanlı oldukları ve kuşların onların soyundan geldikleri. Ancak birçok dinozor uzmanı, Ruben'in yeni yaklaşımını memnuniyetle karşıladıklarını söylese de, şimdiye kadar sadece birkaçı onun sonuçlarını benimseme konusunda istekli davranmıştır.5Kimilerine göre Ruben'in bu raporu "dinozor kökenli kuşlar hipotezine atılan birkaç yumruktur."6 Ancak dikkat çekici bir durumdur ki, dinozordan kuşa evrimin savunucuları, teorilerinin aleyhinde olacak bu delili hesaba katmamaktadırlar. Dino-kuş tezinin taraftarları, diğer tüm canlılardan farklı ve oldukça kompleks olan kuşlardaki akciğerlerin nasıl ortaya çıktığına dair hiçbir geçerli açıklama öne sürememekte, aleyhte delillere ise gözlerini kapamaktadırlar. Ayrıca Ruben, küçük bir et yiyici olan Scipionyx Samnitucus türünü, ultraviyole ışığının altında incelemiştir. Şimdiye kadar bulunan dinozorlar arasında, organları en iyi korunmuş olan bu özel türün bazı iç organ düzenlemeleri, ultraviyole ışığı sayesinde ortaya çıkmıştır. Bu dinozorun bağırsaklarının, karaciğerinin, nefes borusunun (trakea) ve kaslarının ana hatlarını belirlemiştir. Ruben, fosil iki boyutlu olsa da "hiçbir şeyin yeri değişmemiş... Tüm [organlar] birbirleriyle bağlantılı olarak muhafaza edilmektedir." demektedir.7 Bu canlıda yer alan ve kasık kemiğinden karaciğere kadar uzanan kas ise, günümüzde yaşayan timsahlarda akciğerin genişlemesine ve büzülmesine neden olacak şekilde, karaciğerin tıpkı bir piston gibi ileri ve geri hareket etmesine yardımcı olur. Hava geçirmez bir doku tabakası, yani diyafram, karaciğer ve akciğerleri ayırır. Ruben'e göre, theropod dinozorlarda "hepatik (karaciğerle ilgili) piston diyaframı" olarak adlandırılan bu yapının bulunması, onların kuş akciğerlerine benzer bir yolla nefes aldıkları olasılığını tamamen ortadan kaldırmaktadır. Ruben ve meslektaşları, dinozorların iç organlarının düzeninin kuşlara benzemediği ve bu canlıların soğukkanlı oldukları sonucuna varmaktadırlar.8 Ruben ve ekibinin çalışmalarını gören Kansas Üniversitesi'nden paleontolog Larry Martin ise şunları ifade etmiştir: Bu konuda [fosilin tam bir dinozor olduğu konusunda] yanlış yapmış olmalarına imkan yok. Scipionyx türü şimdiye kadar korunan en iyi tür. Bu on yılın en büyük keşiflerinden biri. Dinozorun soluk borusu bağımsız bir kontrole sahip ki bu, onun kuş solunum aygıtına sahip olmadığını gösteriyor.9Larry Martin kuşların sözde dinozorlardan geliştiği yönündeki iddialara karşı çıkarak, konuyu şöyle özetlemektedir: Sıcakkanlı dinozor hipotezine verilen destek, şimdi ancak bir pamuk şekerinin sertliği kadardır.10Philadelphia'daki Pensilvanya Üniversitesi'nde paleontolog olan Peter Dodson'a göre ise Ruben'in analizi, "sıcakkanlı dinozor teorisinin tabutuna çakılan yeni bir çivi olmuştur".11 Ruben, ayrıca, kuş-tipi akciğerlerin dinozorlarda bulunmamasının, kuşların onlardan evrimleştikleri fikrine gölge düşürdüğünü vurgulamaktadır. Ancak ne ilginçtir ki, tüm bu araştırma sonuçları, evrim teorisinin yerleşik varsayımlarıyla çeliştiği için, memnuniyetsizlikle karşılanmaktadır. Hatta evrimciler karşıt deliller hiç sunulmamış gibi, eleştirileri dikkate almadan telkin yöntemi kullanmakta ve sansasyonel yönü yüksek medyatik haberlerle teorilerini ayakta tutmaya çalışmaktadırlar. Bu durum evrimcilerin bakış açısındaki dogmatizmi ve fosil yorumlarındaki taraflılığı ortaya koyan önemli bir örnektir. 1. Ann Gibbons, "Lung Fossils Suggest Dinos Breathed in Cold Blood", Science, vol. 278, no. 5341, 14 Kasım 1997, ss. 1229-1230. 2. Ann Gibbons, "Lung Fossils Suggest Dinos Breathed in Cold Blood", Science, vol. 278, no. 5341, 14 Kasım 1997, ss. 1229-1230. 3. Malcolm W. Browne, "Turning Dinosaur Theory on Its Paleobiological Tail", The New York Times, 26 Ocak 1999, Science Desk. 4. Ann Gibbons, "Lung Fossils Suggest Dinos Breathed in Cold Blood", Science, vol. 278, no. 5341, 14 Kasım 1997, ss. 1129-1130. 5. Ann Gibbons, "Lung Fossils Suggest Dinos Breathed in Cold Blood", Science, vol. 278, no. 5341, 14 Kasım 1997, s. 1229-1230. 6. Ann Gibbons, "Lung Fossils Suggest Dinos Breathed in Cold Blood", Science, vol. 278, no. 5341, 14 Kasım 1997, ss. 1229-1230. 7. "Turbocharged dinosaur", BBC News, 21 Ocak 1999; http://news.bbc.co.uk/2/hi/science/nature/259902.stm 8. John A. Ruben, Cristiano Dal Sasso, Nicholas R. Geist, Willem J. Hillenius, Terry D. Jones, Marco Signore, "Pulmonary Function and Metabolic Physiology of Theropod Dinosaurs", Science, 22 Ocak 1999, ss. 514-516. 9. Malcolm W. Browne, The New York Times, 26 Ocak 1999. 10. Ann Gibbons, "Lung Fossils Suggest Dinos Breathed in Cold Blood", Science, vol. 278, no. 5341, 14 Kasım 1997, ss. 1229-1230. 11. Ann Gibbons, "Lung Fossils Suggest Dinos Breathed in Cold Blood", Science, vol. 278, no. 5341, 14 Kasım 1997, ss. 1229-1230. |
KUŞLAR VE DİNOZORLAR BİRBİRİNDEN ÇOK FARKLI ANATOMİK ÖZELLİKLERE SAHİPTİR
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder